özlemleri yüklemişim sırtıma yaşamışlığı yüreğime
önümüzde koca bir dağ
ve engellerle doldurulmuş uzun mu uzun yol
yaralı yangınla kuşatılmış çağ
karanlık ve durmuyor zaman gece boyu
yorgun aç susuz ve sıcak bir günde bu yolculuk
yüzüme yapışır rüzgarla karışık toprak
böcek parıltıları ve kısık sesleri eksilmez önümden
ve yürüyoruz ne kadar oldu yürüyeli
yollardaki izlerin aykırılıkları ey ayrılıklar
ne kadar ilerledik
sessizliğin içinden kokusunu uzatır
yaşanmış tarlaların tutuşan günlüklerinin kır çiçekleri
direnir umutlarım
türküye durur aydınlık kokusu
uzaklara uzaklıklara bakınca ne kadar yakın ufuklar
ve koca bir okyanus gibi sonsuzluk
yüreğimde (ülkemin) sevgi fırtınasının döl yatağı
uzandım öylece gökyüzüne ayı tutup ortaya
çevresine de örünce yıldızları
ekleyince inanç kokularını
gerçekleştirdim seni papatyam
güneşten alırsın rengini günlerinin
oysa gece boyu durmuyor zaman
ve duraklar acıları tutuşturan seslerdi
özlemdi içimizdeki sonsuz bıçak
tükenmez güzelliğin sabahlardaki paylaşımı
uzak değil aşınca dağı
ana sevgisindeki bitimsiz özlemlerin dayanağı
yağdırılan umutların yanardağı kıraçlıklara
ey yaşam sevgisi inançların açlığındaki
gözler özgürlüğe koşar gibi parlak
yürekte dolgunluğu kuşanır mutluluk
yürüyoruz