kuşluk zamanı coşar mavi denizler
bağlarda salkım salkım birikimim
umut dağları serinlikle eğlenirken
bahar dibinde soluğum
geniş yaz günlerindeki gök
güz rengine bürünen derin kök
birbiri birbirinden umutlu kızıl deniz gibi
beyninde dövülmüşlük ezilmişlik susuzluk
ellerinde kuşkusuz gerçek bayrakları
sırtlarında karanlığın paslanmış izleri
sevgi taşınmakta
başak başak büyütülür
toplumun koşullandırılmış ürünü
gün boyu yanık yanık türküler
kara sevdaya iter gönlünü
geçmişle geleceğin kaçınılmazlığı
sürgün yeni koncaların çağla tufanıyla
özünde taşır barış evreninin rahmini
gökyüzü koza yumağından
göllenen ter ormanından
dipdiri upuzun soluklarla
sevgi taşınmakta
kurşunların arasında dudaklarını emmenin sabrıyla
gözlerim görür akan yıllanmış karanlığı
kulaklarım dinler havladıkça eskiyen dilleri
ağzım bağımsızlığımı kanla çiğner
barış'ı irin
özgürlüğü kan'a dönüştürür
omuzum sorumlulukla büyüdükçe büyür
(sonra halkımla küçülür)
vergim elime kelepçe vurulmak
yüzümde başkalaşan yanaklarımı okşayan
ve alnımdan öpen barış istencinin gürültüsü
hazır gerilmelere
aydınlığa yoldaş sözcüklerle
tutam tutam göğsümüzün bahçesinden
sevgi taşınmakta
defterlerimize yazıldı bizim gibi gençtir sevgi
çeliğe su verilir terlemiş bıyıklarla
atlanıp gelinir paslı tellerden
sevdayla yayılır ezince karşı, taşar
yaşamın damarları damlaya damlaya damıtılır
terle birleşen mürekkebin son sözleri
birikimlendi birikimlendi
sevdiklerini bağırlarına kana kana sarmışlar
ıslak dudaklar kıpır kıpır uzatılıyor, öpüyorlar
mutluluk dolu yüreklerle
güzellik için ölmeye hazır dirençlerle
her gün yeniden umutlar içinde dirilen yaşama
sevgi taşınmakta 82
Hamit Cemiloğlu