kuru toprak çığlık bırakmaz
tepelene tepelene
kıvranır dövülür vurulur
yürekler güler mi
ağır bir esinti... soldurur
yavaşça titrer
gürültüyle uyanır... ağlar
zaman vurulur gün susturulur
kan kokar kan
bu koku utancın
insanlık dışıcılığın kokusu
gün gelir kan beslemez! ... kamçılar
büyütür eksik yanlarını
direncini artırır
gizli gizli ölüm kokanlar
gelecek günün sancılarını çekenler
yangını söndürmek güç...
yüzüne inen toz
yüreğindeki yağmur dinmez mi
iç çeke çeke ağlanır (şimdilik)
el açılır ekmeğe umarsız
toprağı eşeler eller umarsız
umarsız uzanır kaldırılır eller bağımsızlığa
ve umarsız kavrar kavgayı eller
ölüme bırakılanlar
tarihe bakın... düşünün
terin anlamı çözülür bir gün
çirkinlik tütmesin... tütmesin
gül topraksız toprak baharsız yaşayamaz
yalnız ekmek uğruna mı dövüşülür
dayanağın yüreğin
korkaklığın özgürlüğün-bağımsızlığın
ölümün barış olsun
ki insanlığın kanın olsun kanın
yarının umutları
yaşam için yaşamak için
yangını söndürmek güç...