o tozlu yollarda zar-zor
ayaklar sürülüyor-sürünüyor-sürüklüyor
yeniden basıyorum bitmiyor-tükenmiyor
oysa lokomotif kömürü
sigara dumanı ya da is değildi ki
ama duruyor işte iz iz izler izler
peki açlığım da duruyor mu
onun da izi olmalı ama nerde
yüreklerde
betimlenirdi sürüldükçe ayaklar
resmi vardır, çıkmıştır belki
ya mutluluk, mutluluk
hani acılar karşısında kırılmayan-yitmeyen
eksilmeyen direncin artan umudu
birlikte orda olmalılar... yüreğin mutluluğu
gördünüz mü
kurşun yemişçesine sancıyor midem
göremeyebilirdim de oysa gördüm
tozların arasında-üzerinde
asfaltların-betonların tozlarında
kaldırımlarda-taşlarda
yolların yolların... yolculuklarında
ayak ayak... izleri görülüyordu
kocaman, ayrık otu gibi bitmezcesine
türüyor... çoğalıyor... kalabalıktılar
hem de genç ve yeniydiler
bitmiyor-tükenmiyor-silinemiyor ki izler
dokunuyorum eğilip de sancılarla
yenilemiş bir şey... işte duruyor
kurşun yemişçesine midem sancıyor
bir bahar güneşinde, gün doğumlarında
açlıkların-eksikliklerin birikimleriyle
seher yelleriyle temizlenmişler
seller olup taşımışlar onları
koskocaman.........larıyla yazmışlar
Yürek, ey yürek neden
gençsin (de)
yaşam, ey yaşam sen
daha emekleyen
çocuk gibisin...
izler daha nasıl silinsin 83
Hamit Cemiloğlu