ayaz inceden eserken parmaklarım sızlar
saçlarım güçsüz de yağsa kardan ıslanırken
ne kulaklar benim ne burun... ne yüz
bir çay içsem ne iyi olurdu
içim sancıyor
izliyorum geçenleri... koşturanları, gülenleri, burun silenleri
vitrinlere bakıyorum ellerim ceplerimde
arıyorum... arıyorum
paltom ceketim gömleğim pantolonum küs
ceplerim küs anlar mısın şu durumu... küs
ne çay ne simit alabilecek
ne de avutacak tek paracık yok
dudaklarımın açılmazlığıyla türkü söyleyebiliyorum
yılgın olmadığımı biliyorum bu günün yorgunluğunda
meteliksiz umut doluyum... ve mutluyum
sövgüler yağdırdığım az mı işsizliğe
ayaz inceden eserken sürüp gider yaşam
hem de onurlu... üşürken
sizler ne yapıyorsunuz... hangi yerlerdesiniz...
önceden doyurulan sanatın çalgıcıları...