ölümüne bir sevgiydi
kaçışın niye
buselik bir dokunuşa
neden ayrılık
yaşamı gülüşlerinde
sevdayı bakışlarında
ölmeyi sesinde buldum
lanet sözcüğü
katran karası
döküldü ağzından
oysaki ben değil
sendin tutuşturan
ateşi gönlüme
bir saniye bile
yaşanmazken sensizliğim
‘huzur-u mahşer'de nöbetlendim
yoluna
izafi tutkuların vardı
yeğledin değerlerimize
bir ‘muhacir' komplosu
beynimde ihtilal senaryoları
gidişine takılır nitel dönüşümlerim
unutamadığım yüreğimdeki sen
hasret işkencede
alev alev yanan bir tutku
eritir derinden derine
bir can ve tutsak bir beyin
sevda yorgunu bedende
kelepçelenmiş umutlar
ilişkiler tuzağında
can çekişen beklentiler
benzerin yok
avuntularım olsun
sensizlik olmaz bana eş
melekler küskün
nerede unuttun sevgiye açlığını
gri kalabalıklara
kıskanç dudakların
sığmazdı küçük yerleşkelere
rüzgara inat durağanlığın
şık olmazdı duruşuna
yoğunlaştı yokluğun
en uc noktada
suskunluğunda gizlendi
ulaşmazlığın
ismin bütün hallerinde
bir semazen sanki
orta yerinde
erenler meclisinin terkinde
günahkar özentilerin
müptelası yürüyüşlerde
sevgiye öfkedir belkide
anlamazsın sen
gün olur sevgilim
kalbimin derinliklerinde kazılı
künyen
ışıltısı olur gözlerinin rengine
ve sen bağışlarsın o zaman
muhtemelen kendini
yasadışı bir aşka
ah!
‘yetim sevmelerin kaçağı' aşkım
kandıramadım seni
ölümüne bir sevgiye
Eylül 2006