'BEN HIRADAYIM”
Ban hıradayım.
Bu akşam
Karanlık çökerken
Hüzünlüyüm ve sabahı bekliyorum
Bilirim o ambargoyu.
Dinimize ve dilimize dair.
Amma, Mekke sokaklarında haykırmaya az kaldı.
Susturun, kelepçe vurun, gün sizin gününüz
Amma Bedir meydanına çıkmaya az kaldı.
Çarmıktayım kızgın çölün ortasında
Kabilin kırbaçları bir bir sırtımda
Satılık bir köleyim Mekke sokaklarında
Özgürlük duvarında ezan okumaya az kaldı
Dikenleri serpin, serpin yoluma
Çürümüş işkenbeleri atın boynuma
Sizler işkence yapın, yapın dostuma
Ebucehil kellesini koparmaya az kaldı
Onlar sana deli desinler, deli
Delilerin bu ülkeyi fethine pek az kaldı
Siz Hamza'nın cesediyle sevinin
Ali'nin zülfekarla gelmesine az kaldı
Ezin Ebuzer'i ezin Ammarı, Salmanı
Onların gökteki yıldız olmasına az kaldı
Öldürün Sümeye'yi, Yasiri parçalayın
Ammar'ın ordularla öc almasına az kaldı
Sürün Ebuzer'i rebezeye sürün, sürün
O yüce mahkemenin kurulmasına az kaldı
Ey Ammar çabuk ol öc almaya çabuk
Onlarca şehit olmana, sıfıne pek az kaldı
Ya Hüseyin dayan kerbalaya, su içme, isteme
Mustafa'nın kevserinden su içmeye az kaldı
Ey kerbela ağlama, sil göz yaşlarını, sevin
Salmanın torunlarının öc almasına az kaldı
Mukaddes bir tohum ektik kerbela bahçesine
Dört bir yandan filizlerin çıkmasına az kaldı
Ben hıradayım.
Suskunum
Yalnızım
Yüce ruhun müjdesine az kaldı
Ey Muhammed ey son kılavuz
Dilinle haykırıyoruz, uyarıyoruz
Nedense Kerbelada hep yalnız kalıyoruz
Ebucehil, dostlarını ezerken görüyoruz
Bedirde sevinmenin sevincine az kaldı
Deyin, söyleyin yinede sihirbaz deyin
Her köşe başını Kabe'yi putlarla süsleyin
Her kapıyı çelikten kilitle kilitleyin
O müjdecinin 'hak geldi batıl zail oldu” demesine az kaldı
Korkmayın, sevinin dostlar sevinin
Mus'ab'bın Medine'ye gitmesine az kaldı
Ordular toparlanın saflarda hazır olun
Hepiniz tek bir yöne bakın durun
Fethe hazır olun
Muhammed'in 'Baş komutan Usame'dir” demesine az kaldı
Gururlu adımlarla dünyayı dolaşın baştan başa
İsyan edin gece gündüz bilinsin yerden arşa
Onlar ölüme çare bulsunlar bakalım, haşa
Gülüşsünler onlar, sevinsinler
Meleğin çağrısına az kaldı
Ne kadar da uzun geliyor bu günler size
Karanlığın gözünüze çökmesine az kaldı
Dolaşın durun bu bahçede sergerdan
Hakimler hakiminin sorgusuna az kaldı
Ben hıradayım.
Ken'an'nı düşünüyorum
Veya başka şey
Ve şöyle sayıklıyorum bir anda
Dök göz yaşını ken'an koyusuna Yakub'um
Yusuf'un kokusunu doymanıza az kaldı
Kölelik bulutları çekiliyor mısır semalarında
Yusuf'un hükümdar olmasına az kaldı
Atın Yusuf'u koyuya, atın, satın.
Güneş, ay ve yıldızların ona secde etmesine az kaldı
Ben hıradayım suskunum
Alnımı sert taşa dayamışım
Ve o ummana dalmışım
Şöyle mırıldanıyorum
Ey Nuh kavmi
Ey Lut ailesi ve yalanlayanlar
Allah'ın gazabının üstünüze yağmasına az kaldı
Ey İbrahim'in dini üzerindeyim diyen müşrikler
Sizler ne çabuk İbrahim'in yolunu unuttunuz
Hani put kırandı İbrahim'in lakabı
Sizler helvadan put yapıp İbrahim'e sondunuz.
Din adına dininizi elinizle yıktınız
Allah'a yaklaşmak için dostlarına taptınız
Ve bunlar Allah katında, 'şefaatçilerimizdir” dediniz
Kimisini de Allah'ın sıfatlarına ortak yaptınız.
Yardımda, duada ve olağanüstü beklentilerle
Allah adına Allah'tan uzaklaştınız ve sapıttınız
Yanlışta değil de doğruda olduğunuzu söylediniz
Yanıldınız, sapıttınız, bununda farkına varmadınız
Veya inat ettiniz veya etmektesiniz.
Durun, durun olduğunuz yerde, bekleyin
Hüsran denizinde yüzdüğünüzü bilmenize az kaldı
Hakimler hakiminin sorgusuna az kaldı
Karnelerin elinize geçmesine az kaldı
Pişmanız, perişanız, yalnızız demenize az kaldı
Söndürmeye çalışın, uğraşın Allah nurunu
O mükkemel nurun üstümüze doğmasına az kaldı
Böbürlenin bir iki teneke artığıyla
Oyalanıp durun bir iki deli kavliyle
Yalanlayın, yalanlayın güneş gibi ayetleri
İnsandan, nefisten, betondan tanrılar yapın
Süsleyin kelimelerle renklerle sonra da tapın
Unutun gerçeği tapın hayale ve oyalanın
Alay edin ölümün ötesiyle ve bekleyin
Amma 'yaleyteni kuntu turaba” demenize az kaldı
10-17&MART 2001
MÜKÜS