Bir umut vardı içinde, yüreğini okşayan bir şeyler olmuştu. Artık hiç kimse ne olduğunu, ne yaşadığını göremez olmuştu.
Dalgınlığın seni ele veriyordu. Sen farkında olmadan yüz ifadenden kendini ele veriyordun. Geçmişi özlediğin, geçmişe hasret kaldığın. Hep çocuk kalmak, öylece büyümeden çocuk olarak hayatını sürdürmek istediğin, gözlerinin dalışından okunuyordu. Artık aşk belirtisi vardı gözlerinde o yüzden olacak ki umutlu oluşun seziliyordu ve vardı denilebiliyordu.
Sen artık gidenleri aramaya başlamışsın. Bırak onları: gözlerindeki ışıltı, sevinç seni bırakmaya yüz tutmuş.Eskisi gibi gözlerindeki ışıltı parlasın kaybolmaya yüz tutmasın.Umutsuzluk sana yakışmıyor. Düşlerini özgür bırak hayata sarıl artık....
Kabul et artık; ama bu herhangi bir şey değil. Benim sana olan aşkımı görmeye başla. Biliyorum beni unuttun ama her şeye rağmen ben yinede seni arıyorum, sana geliyorum, seni çekiyorum içime...Hayatının düzensizliğine burun kıvıranlar olur. Seni beğenmezler, kaçarlar senden böyle olmaya devam edersen...
Senin kendini ve başkalarını kandırmaya çalışman bir karışıklıktan başka bir şey değildir...
Sevinç ve çığlıklarını özgür bırakmak kaldı sana... Durma ve şimdiden başla yaşamaya ve yaşatmaya...