Sevmek sevilmek bir başlangıç noktasıdır.Haz duyduğun her şeyi sever,haz duymadıklarınıda unutmaya çalışır,görmemezlikten,duymamazlıktan gelirsin.Karşılıksız aşkıda haz duymadığın (gerçek ama acı) listenin en başında birinci sırada tutarsın.Karşılıksız olduğunu bildiğin halde ısrarla, üstüne üstüne gider, onu elde etmek istersin.Hiç ama hiç farketmezsin onu gün be gün kaybettiğinin...
Zaten kazanmak uğruna kaybetmedik mi her şeyi?
Varsın atın ölümü arpadan olsun...
TOHUM MİSALİ
Bir güzele tutuklusun.onun sana karşı en ufak olumlu bir davranışında; Toprağa ekilmiş tohum misali onu yüreğine ekersin. Yüreğine ektiklerini gün be gün biçer, ambara koyup, bir ömür saklamak istersin.Ama duymak istemediğin bir şey daha var; Onun olumsuz bir davranışı çürütür olacak ekip biçip ambarladıklarını.O zaman üstüne soğuk bir su dökülmüş gibi olacak, karamsarlığa düşeceksin.
Meyvelerin taşlanmış,dalların kırılmış bir ağaç misali...
Artık ne sevmek, nede aşık olmak istersin.Dünyan yıkılmış, hayat dalların kopmuştur. Ağzından duyulan tek cümle; ''batsın bu dünya'' olmuştur.
Oysaki bilmezsin ki, hayat dallarının yeşerdiği zamanın bu zaman olduğunu.Senin ''batsın bu dünya'' değişin; beyaz bayrağı kaldırışındır. Teslimiyetin simgesidir...
(27.06.2007 NUSAYBİN)
(GECE YARGICI)