AŞKIN OLTASINA TAKILMIŞSA BEDENİN
ÇIRPINIŞIN; ÇÖL ORTASINDA SU ARAYAN HAYALİN
YA SUSSUZLUKTAN KURUYACAK BU TENİN
YA DA AŞKA KAPILACAK YÜREĞİN...
Aşkın sessizliği, bazen duyulmayan bir çığlıktır karanlıklarda. susamışçasına prangararı parçalaya parçalaya koşar ve takılıp düşersin de bazen. kulaç kadar mesafe kalmıştır. hemen yanı başında ''gel'' diye haykırıyor iken, sen; gözlerinin ıslaklığında, çoktan boğulmuş olacaksın.
Aşk bu; bazen iki dudak arasında bestelenir. bazende umulmadık bir gece vakti, gelip kapını çalar. bedenin, buz tutmuşçasına duraklarsın. açsan gözlerin ağlar, kaçsan, bedenin cehennem ateşinde yanar. belki o an, sığınacağın tek liman erostur.
Kimileri aşkı parayla, kimileri ise kaba kuvetle alabildiklerine inanırlar. onlar nasıl insanlardır ki, cansız bir bedenden başka hiçbir şeye sahip olmadığını bilmeyecek kadar, zavallıdırlar. ve kimileri de vardır ki, aşkı hayallerinde, yüreklerinde taşırlar. işte bunlara ne mutlu ki, aşkı aşk tadında yaşıyorlar.
AŞKI SATIN ALDIĞINI DÜŞLEMİŞSEN
KURŞUNU YEMİŞSİNDİR AŞKIN.
AŞKI AŞK TADINDA YAŞAMIŞSAN
SAKIN HA KANAMASIN GÖZLERİN
Aşk; ampulün etrafında dönen bir sineğin, ölümüne dahi olsa ampüle sarılmasıdır.aşk; karanlığı aydınlatacak kadar iyimser olmandır.aşk; mutluluğun sesi,ebediyete kadar bitmeyecek bir destan ve sessizliğe ses getiren bir çığlıktır...