Çocukluğumun arka bahçesiydi hüzün,yalınayak koşardı hayallerim eskiyen yüzünde
zamanın,
zamansız çocukluğuydu,
büyümezdi
önce diz kapaklarımda açılan yaraları sevdim sonra karanlık bir dehlizde unuttum sesimi,ve büyüdükçe ufalandı çocukluğum
hiçbir renk örtemezdi artık saçlarıma düşen ilk akı…
kundakladığım yorgunlukları
taşıyorum şimdilerde döşümde
gün gün eksilen nefesimin kifayetimidir,
kirlenmiş günce,
kirlenmiş inançlar,
benliği darmadağın olmuş sol cebimde unuttuğum umudum
artık artık diyorum
bildiğim ne varsa,
savur gün bakışlı çocuk yüreklere…
savur aynadaki yalnızlık girdabına
durgun sular vururken yaşamın kıyısına
merdiven altlarında biriken öfkeye
tutunurken,
bir kuşun mahrur bakışlarına tutuştur bütün küfürlerini ,tarihi yargılayan ağıtlarını