İstanbul'da ıslanmak gibisin
İstanbul'u ıslatmak gibi belki
Kimi zaman öylesine üşütürsün adamı
İşlersin içine adamın, kimi zaman öylesine derin
Kalabalıklar ürperir hiddetinden
Sular kabarır, griye çalar rengin
Bahar, son nefeste çeker içine seni
İstanbul'da ıslanmak gibisin
İstanbul'u ıslatmak gibi belki
Boğazı sulamak, akmak bir bilinmeze
Bir denizden, öbürüne can taşımak
Yorgun bir kalbi besleyen son damar gibi
Vakitsiz gelen şiir gibisin
Serseri, umarsız, dağınık
İstanbul gibisin anlasana
Yakmak gibi
Yanmak gibi
Sevda gibi…