ölümü anlatıyor son mektup, her satırında
sevgiye ait tüm söylenenler belli ki artık rafta
bu tarafta havaları, istersen hiç sorma
eski istanbul,
eski sahil,
eski musiki
eskimemişlerden bir sevda
bu dört duvarda seni düşünür bir adam
ardı ardına içilmiş sigaraların perdede kokusu
unutulmuşluğa düşmenin garip korkusu
aykırı düşlerde yorgun bir adam
anlamak mı?
anlatmak mı?
susmak mı?
susturmak mı?
soruların yüreğine kök salmış bir adam
insan ahvalini hakkıyla anlatamaz derler ya,
sen boş ver bu laflara kulak asma
duyarım halin vaktin iyiymiş
rol mü?
gerçek mi?
bilemem!
yüzünde herkesi kıskandırır bir tebessüm,
ve dilinde fütursuz kelimeler varmış
benim tarafta durum pek seninkine benzemez
yalan değil, yarım yaşanmış bir aşkın tadı damağımda
bir ateş
bir hayal
bir nefret
aklın vicdanda gelgitlerinde
yine de umutlu bir adam
Istanbul