Sevgimin, bütün doğru kalplerini,
Şu dil'imin, tüm doru söz'lerini,
Beynimin, sana bakan göz'lerini,
Biraz olsun, dinle beni sevgilim.
Anlarsın, ya da, anla demiyorum.
Bakmıyorsan, biraz dinle diyorum.
Senin için, dua'lar ediyorum.
Belki, kol'larına alın sevgilim.
Sen bana kurdun, kaçılmayan tuzak.
Gökteki, kara bulut kadar uzak.
Sen bana dedin, aşkı böyle yazak.
Çözülmeyen, bilmece'sin sevgilim.
Giydirdin bana, aşk'ından kefen'i.
Arıyorum, bulamıyorum seni.
Nerde olursan ol, görürsün beni.
Bakıp da halime, gülme sevgilim.
Her sabah, yatağımdan kalktığımda,
Başa çökmüş, bir bulut gibi dağ'da.
Gülüyorsun bana, öyle karşımda.
Durur muyum, seni gördükçe sevgilim.
Varmak için, beyaz bulut'lu dağa.
Koşuyorum, sabah erkenden ona.
Başkasına değil, sevgilim sana.
Kanatlanıp, uçuyorum sevgilim.
Varınca dağ'ları aşıp, tepe'ye,
Bulut hiç yok, bakıyorum zirve'ye.
Bunca yorgunluktan sonra, nereye,
Bak sende işte, öylesin sevgilim.
Tepe'lerin, başını dinliyorum.
Bak sevgilim, işte orda diyorum.
Koşarak, son tepe'ye gidiyorum.
Sana doğru, koşuyorum sevgilim.
Seni gördükçe, daha çok coşuyorum.
Peşinden, nice tepe'ler aşıyorum.
Sen olmayınca, bende üşüyorum.
Beni kar'da, yalnız koyma sevgilim.
Yorgun, ümitsiz geri dönüyorum.
Dağ'a bakınca, seni görüyorum.
Ümitsizce, orada duruyorum.
Seni, gelir görüyorum sevgilim.
Yüce dağ'ları, bana dar getirdin.
Aşk'ımın, son damla'sını bitirdin.
Beni, delice peşinden götürdün.
Yeter artık, bu işkence sevgilim.
Her sabah, baktığımda pencere'den,
Yine, o dağ'a inmiş, bulut nerden.
Pür'e su verdikçe geçerim ser'den.
Bana, cilve naz'ın, niye sevgilim.
Ömür çok uzun, dünya çok kısadır.
Sevgiyi öğreten, nasıl hoca'dır.
Âşık'ların söz'ü, bize baca'dır.
Ölüm, aşk'a engel değil, sevgilim.
Mevla'm, sana gel diyor, buraya.
Cennet'te yerin, kalmasın kura'ya.
Girmek istemez misin, sen oraya.
Hak'kın yolu, burdan gider sevgilim.
Kurban olayım, salınan boy'una.
Gezdirme beni, böyle boş oyun'a.
Ya bırak beni de, ya al koynuna.
Paksoy'umun derdi, bitsin sevgilim.