Bazen, hafif esen, garbi yelinde,
Bazen, dostumun, sabırsız dilinde,
Bazen de, beyaz duvaklı gelinde.
Kendime, biraz, huzur arıyorum.
Feleğin çarkı, durmadı yanımda.
Huzur, hiç dolaşmadı ki, kanımda.
Baş'ıma bela oldu, şu canımda.
Dikenli yolda, huzur arıyorum.
Baharlarda, yeşil yapraklar açtı.
Kır çiçekleri, kokusunu saçtı.
Nedense, huzur, benden öte kaçtı.
Mahlûka sorup, huzur arıyorum.
Güle sordum, kokusuna varmamış.
Papatyaya sordum, yaprak kırmamış.
Arıya sordum, kovana girmemiş.
Yalan dünya'da, huzur arıyorum.
Sefil lale, boynunu bükmüş, kalmış.
Kardelen de, rüyasına dalmış.
Sandım ki, huzuru gelincik almış.
Onda da yokmuş, huzur arıyorum.
Issız dağları gezdim, görmemişler.
Bütün kuşlara gittim, görmemişler.
Zengin bey'lere vardım, görmemişler.
Saçım ağardı, huzur arıyorum.
Dolanıyorum, öyle divanece.
Ne gündüz dinliyorum, ne de gece.
Ağzımdan doğru çıkan, bir tek hece,
Gönlüme, biraz huzur arıyorum.
Şehirlerde, puslu yanıyor ışık.
Geze geze yoruldu, şaşkın âşık.
Ağzına varmıyor, elinde kaşık.
Sofra başında, huzur arıyorum.
Gökteki, dolunayın parıltısı,
Dereden akan, suyun şırıltısı,
Yaşlı dedemin, yorgun mırıltısı,
Bir yol gösterin, huzur arıyorum.
Paksoy'um, dolandı şehir'i, kırı.
Neredeyse, bulamadı şu sırı.
Baş'ından, defedemedi bir hırı.
Kötü kadere, huzur arıyorum.
.