Göle atılmış bir taş gibi
Dalga dalga yayılıyor yalnızlığım
Vadilerde yaralı kartal misali
Hiç kimseye güvenim kalmadı.
Geçemiyorum üstüne basa basa
Kaldırım taşlarının
Her an tutsak sular fışkırıp
Beni boğacak sanıyorum.
Bakamıyorum ağaçların dallarına,
Sarp kayalıklara
Ansızın kalkıp bir şahin yada kartal
Konuverir diye omuzlarıma.
Ne zaman kış gelse içim ürperir
Sanki dağ başında yalnız ve çaresizim
Kurda kuşa yem olmaktan,
Üzerime çığ düşmesinden korkuyorum.
Alkol gibiyim, bir zerreyim bu dünyada
Uçacak bir gün ne varsa bende
Dibe vuracak yalnızlığım, tükenmişliğim
Sadece ölmekten korkmuyorum. Nedense?
Bıktım! rüzgarların amansız esişinden
Kasırgasından, melteminden...
Bıktım! gecenin ürküten çehresinden
Yıldızından, ayından.
Bıktım gökyüzünün ağlayıp durmasından,
Deresinden ırmağından...
Bıktım artık, bıktım!
Korkunun korkutan çehresinden.
Cesaretim doruğa vursun birden bire,
Kanat açıp süzülsün bir kartal gibi
Korkunun cılız bedeni üzerinde
Yuvalansın istiyorum.