Onu çok seviyordum bir zamanlar
Bu nedenle;
Toz pembe idi bütün varlık,
Ağaçlar, kuşlar, caddeler, insanlar...
Hepsi bana bir başka bakar,
Ya da ben onları böyle görürdüm.
Uçasım gelirdi yürümek yerine
Caddelerden, merdivenlerden.
Koşasım gelirdi ovalarda dağlarda
Deli seller gibi.
Esesim gelirdi o daldan, bu dala
Karayel gibi, poyraz gibi.
Her şey tarifsiz bir mutluluk verirdi
Hani yıllar sonra tekrar sigara içmek gibi.
Başka bakar, başka görür,
Başka duyardım;
Kötü hiçbir şey görmez ve duymazdım
'Meğer ne güzelmiş her şey'
Diye söylenirdim.
Trene, otobüse, vapura binerken
Bir başka haz duyar,
Bir başka atardım adımlarımı
Ayakta bile hoş olurdu yolculuk.
Ama ayrılışımızla bitti bunlar birden
Her taraf kapkara oldu
Sanırsınız ki güneş de yok oldu.
Oysa bak yerinde, ama kapkara
Ağaçlar, yollar, kuşlar, çiçekler, insanlar
Gönüller, duygular, sevgiler kara.
Kapkara artık her yer, her şey...
Kar bile kapkara.
Dün hesap sormak için oturdum masaya
Baktım masa kara, bardak kara, rakı kara.
Yine de kararlıydım bulmak için sebebini
Hani bir zamanlar beyaz olan duygular,
Toz pembe dünyam vardı ya!
Onunla baş başa kaldım, biraz da olsa.
Fakat farklıydı durum,
Ne ben bir şey söyleyebildim
Ne de duygularım.
Lakin henüz kurtulamamışlardı
Kapkara olmuşluktan.
Ne yapacaksın, pes ettim sonunda;
Kalktım hüzün masasından
Ve O'nun için:
'Bitmişse böylesi bir sevgi,
Rahmet dilemek gerekir”
Dedim arkasından.