Hani nerede, o eski sevdan,
Pas mı tuttu yoksa o yüreğin,
Söndü' mü, senin o eski kızgın ateşin,
Sen bakar durursun bizlere
Dipsiz derin karanlık kuyundan.
Ağarmış, o saçların,
Sakalların da uzamış,traş olmamışsın,
Eskisi gibi değilsin,değilsin sen artık,
Ak saçların darmadağın,
Sevmez mi oldu seni yakanda taşıdığın aynan
Biriyantin yok,esans kokusu yok yakanda,
Ak saçların, permeperişan.
Olgunlaşmış derler, senin gibisine,
Bilmem ki, sen de öyle'misin?
Yoksa bana mı öyle gelir hareketin,
Bir durgunluk yorgunluk var üzerinde,
Yerinden zar,zor kalkarsın kalkarken,
Bilmem vuslat insana, böyle'mi gelir.
El verir eller sana, yavaşça kalkarken.
Hep selavat getirirsin yürürken.
Yorulursun kısacık bir yolda,
Dalarsın uykuya, bir otursan sağda solda,
İner gözlerine de, yılların yorgunluğu,
Tavşan uykusunda, koca yılları görürsün,
Dürter biri, yardım için sana,
Yardım eder de, zor kalkıp yürürsün.
Gezsen de kalmamış artık mecalin,
Bir güzel geçse yanından dönüp bakmaya,
Görebildiysen ah çeresin derinden,derinden,
Sen nedense doya,doya.
Biz dersin biz!
Erken gelmişiz, dünyaya dersin,
İki genç elele tutmuş, geçerken görsen,
Ve de şaşırırsın, uluorta,
Kız erkeğini, dudağından öpeken.
A.Yüksel Şanlıer
14 Şubat 2009-02-14
Antalya.