bu gece,
mehtabı, seyrettim,
yıldızlar gökten,sulara düşerken,
ve aklıma sen geldin,geçmişimiz geldi,
sonra,
orada seninle olan anılarımızdı gözlerime serilen,
mehtaba baktım sessizce ağladım deniz kıyısına oturmuş,
mehtabdan, seni sorarken.
Ve, daldım,
geçmişi hatırlarken,
sonra yıldızlar oynadı, dans etti gözlerimde,
anılara sessizce ağladım,
bir,bir aklımdaydı bütün anıların,
ve dili olsa da, konuşsa dediğimiz akşam üstü yollarının,
üzerimde gezindi unutamadığım o bakışların,
ve unutmaya mecbur bırakıldığım,
anıların,ahhh o anıların,
serildi gözlerime akşam serinliğinde,
deniz kenarına oturmuş,
mehtabı ve o dans eden gri yakamozları izlerken.
Ve sonra içime döküldü göz yaşlarım,
Anılardan ve biraz ötedeki hoporlorden gelen aruz hüzzamın etkisinden,
nede güzel söylüyordu o kadın,
o aruz şiirini,
güzel sesiyle okurken.
***
'Gel mehtabımın yıldızı gel, özlemişin ben,
Aşkım beni kül eyledi, yandım seviyorken,
Nazlanma gönül sevdi,gönül yaslı hüzünden,
Gel mehtabımın yıldızı gel! özlüyorum ben.
***
Bir elveda etmez' mi giden, terk ediyorken,
Ben oysa severdim seni candan buradayken,
Pek çok seneler geçti,haber yok hala senden,
Gel mehtabımın yıldızı gel, özlüyorum ben. '
***
(Mef'ûlü& Mefâ'îlü& Mefâ'îlü& Fe'ûlün)
Işık oldu karanlığıma,
hala unutulmamış sevdam,
yeniden canlandı şarkıyı dinlerken mehtabı serederken eski,
yaşam.
İçim yandı acımdan,
gece tutuştu yıldızlar uçuştu hüzünden,
ölmek yok olmak toprak olmak geçti aklımdan,
hüzünler gecenin mehtabında,
denize sel olup dökülürken.
A.Yüksel Şanlıer
24 Ağustos 2009-08-24
Antalya.